eatreadwearlove

23 Ocak 2014 Perşembe

Tatil Demek Kitap Demek



Final zamanlarında en çok özlemini çektiğim şeylerden biri de kitaplarım.O yüzdendir ki tatil geldiğinde kendimi hemen bi kitapçıya atar saatlerce kitap seçerim.
Kitapları yarım bırakmayı sevmem,yazara saygısızlık gibi gelir.Bu kadar uzun uzadıya kitap seçmemin sebebi de bu yüzdendir işte.
Bugün size bir hafta önce okumaya başladığım ve bir solukta bitirdiğim iki kitabı tanıtacağım.Birincisi Kürt Böreği,ikincisiyse Mart Menekşeleri.




Kürt Böreği-Burak Ataman
Kitabın isminden dolayı siyasi bi kitap olduğunu düşünmeyin.Daha çok dram ve hafif polisiye bir kitap.İsminin sebebini de kitabı okudukça göreceksiniz zaten.
Romanda farklı zamanlarda,farklı yerlerde yaşamış insanların tesadüfen karşılaşmaları ve kaderlerinin ortak bi yere doğru sürüklenmesi anlatılıyor.Bir şey anlamadınız değil mi?Biraz daha açayım.
Huzurevinde yatan Nihat Kara,geçmişte şahit olduğu cinayeti,huzurevi hemşiresi Bahar'a anlatır.Bahar tüm olanları polise ihbar ederken Serhatla tanışır.Hikayemizde burdan alır yürür zaten:)
Romanda çok güzel bi doğu batı sentezi yapılmış.Doğuda yaşanan zorlukları,ağaların insanlara çektirdiklerini çok güzel anlatıyor.Türk de olsan Kürt de olsan önemli olan ''iyi insan''olman diyor yazar bir nevi.
Kurguysa bi harika,ne ara okunduğunu ne ara bittiğini anlamıyor insan.Tabi okurken ağzın bi karış açık kalıyor o da ayrı.
Kitap sonlarına yaklaştığımda ''Keşke devamı olsa''dedim.Çünkü Bahar'ın hayatının en önemli yerinde kitabı kestirip atmak doğru gelmedi bana.Tam böyle düşünürken bir de ne göreyim kitabın sonunda ''Birinci Kitabın sonu''yazıyor,yani devam kitabı da olucak:)Ben ikincisini merakla bekliyorum,size de birincisini şiddetle tavsiye ederim!





Mart Menekşeleri-Sarah Jio
Mart Menekşeleri,Kürt Böreğine göre daha yalın daha sade bir kitap.Sarah Jio aynı Böğürtlen Kışında olduğu gibi yine geçmişle gelecek arasında bi köprü kuruyor.
Kocasından boşanan Emily yengesinin adadaki evine gidiyor.Bi kaç gün içinde adada kendisine küçük bi çevre yaratan Emily,çekmecesinde kime ait olduğunu bilmediği bi günlük buluyor.Günlüğü okudukça,olaylara olan merakı artıyor ve araştırmaya başlıyor.
Roman aslında Emilynin araştırma sırasında başından geçenleri anlatıyor da diyebilirim aslında.Çok sıcak çok huzurlu bi kitap.Tabi bol da sürprizli.Böğürtlen Kışını sevdiyseniz bunu da seveceginizden eminim:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder